O albüm piyasaya çıktığında hangi şarkıyı dinleyeceğimi şaşırmıştım.
Hepsi harikaydı!
Tarzı, düetleri ve sesiyle muhteşem bi çalışma hazırlamış, adına “Truth About Love” koymuştu.
Kimden söz ediyorum P!NK’ten tabi ki...
P!nk, önceki albümlerinde olduğu gibi Max Matin, Shellback, Billy Mann ve Butch Walkerın yanı sıra daha önce Lily Allen, Red Hot Chili Peppers, Foster The People ve The Shins ile çalışmış olan ünlü prodüktör Greg Kurstin ile de bir araya geldi.
Adelein "Someone Like You" hit şarkısının söz yazarı ve prodüktörü Dan Wilson ile de albümde ortak bir çalışmaya imza attı.
P!nk’in Greg Kurstin prodüktörlüğündeki çıkış şarkısı "Blow Me (One Last Kiss)" radyolarda hit haline geldi.
P!nk albümde yer alan, "True Love" şarkısını Lily Allen (Lily Rose Cooper) , "Here Comes The Weekend" şarkısını Eminem, "Just Give Me A Reason" şarkısını ise "We Are Young" hit şarkısı ile tanınan "Fun." grubunun solisti Nate Ruess ile birlikte seslendirdi.
Böylesine harika bir albümün konseri olur ve adına da “Truth About Love Tour” konur da gidilmez mi? Elbette gidilir :)
***
@salihaksu ve @fthatici önce, ‘arabayla gidelim, Bulgaristan, Macaristan, Avusturya ve Çek Cumhuriyeti’ne ulaşalım’ dedi.
Mantıklıydı ancak söyledikleri zaman dilimi pek uygun değildi.
Her şeyi 4 gün içinde yapmak imkansızdı.
Üstelik ben üstü açık bir arabayla gitmek, rüzgarın yüzüme tokat gibi çarpmasıyla sarhoş olmak istiyordum.
Bu çetrefilli karardan onları vazgeçirmek pek kolay olmadı.
@salihaksu ve @fthatici, bir akşam bira içip sürekli komik video izleyip gülme krizine girdiklerini görünce fark ettim ki, onların kafası biradan değil, komik videolara gülerken çakır keyif oluyor.
Bu fırsatı değerlendirip onlara yapacağımız bu organizasyon hakkında minik fikirler sunmaya başladım.
Bir ara @fthatici “Arabayla P!nk konserine gidiyor muyuz?” diye sorunca, @salihaksu ‘nun yanıt vermesini beklemeden “Yoooooouuu” deyip uçakla gitmenin mantığını tane-tane, memleketi kurtaran gazeteci moduyla anlattım ve hiç nefes almadan dakikalarca konuşunca biraz sıkılmış ve bezmiş halleriyle ikna ettim.
Zamanın kısıtlı olması ve en az bir kaç günümüzün yolda geçeceğini düşünüp uçakla gitmeye karar verdik.
THY’nin Viyana seferinden biletlerimizi alıp” ver elini Avusturya” dedik ve Viyana’ya ulaştık.
Eski Başbakan Mesut Yılmaz ile aynı uçaktaydık ve pasaport kuyruğunda arkamızda olmasına dayanamayıp; “Sayın Başbakan buyurun lütfen” deyip önümüze aldık
Yılmaz; “Hayırdır ne var burada?” diye sohbete başlayınca “P!nk” konserine geldiğimizi anlattık.
“Haaa şu pembe saçlı bayan. Baya meşhur değil mi o?” sözü Mesut Yılmaz’dan beklemediğim bir yanıt olacak ki çok şaşırmıştım.
Mesut Yılmaz ile pasaporttan ayrılıp, bavul kuyruğunda yeniden buluştuk ve bir kaç Viyana önerisi aldık :)
***
Viyana, Orta Avrupa’nın şık ve güzel mimarisine sahip bir şehri.
Müzeleri, sarayları, dönme dolabı, eski - yeni mimarı yapıları ve kendine has biralarıyla çoktan kendine çekmişti bizi!
İlk akşam Viyana Filarmoni ve Senfoni Orkestrası üyelerinin “Mozart” konseri ve opera gösterisine katıldık.
Harika bir konserle resmen büyülendik.
Yaş sınırı ortanın biraz üzerinde olan ‘yaşlı’ demek için bir kaç yıl beklememiz gereken bir dinleyici kitlesinin arasında Mozart dinlerken, Viyana’nın zıpır gençliği P!nk’in Viyana konserinde çoktan kendinden geçtiğini tahmin etmek hiç zor değildi.
Neyse hemen sabah oldu ve Viyana’nın o meşhur pastanesi Sacher’de kahvaltımızı yaptıktan sonra kiraladığımız aracımızla Prag’a doğru yola çıktık.
Güzel ve keyifli bir yolculuğun ardından Ortaçağ şehri Prag’a varıp otelimize yerleştik.
Akşam olduğunda Prag’ın korsan taksicisi tarafından kazıklanarak konser alanına vardık.
O2 Arena’da P!nk’i izlemek için dakikaların geçmesini bekliyorduk ki ön grup “Churchill” birbirinden güzel parçalar seslendirdi.
Artık geçecek dakika kalmamıştı, salon hınca hınç dolu hep bir ağızdan herkes P!nk’i bekliyordu.
P!nk sahnede harika akrobasi gösterileri yapıyor, bir yandan şarkı söylüyor diğer yandan da bu gösteriler karşısında şok olmuş seyirciyi kendine getirmeye çalışıyordu.
Şuan tam olarak hatırlamıyorum ancak 3 ya da 4’üncü parçası ‘TRY’ di ve klibinde yaptığı o muhteşem dansı, partneriyle bu kez sahne de canlı yapıyordu.
Are We All We Are, Walk of Shame, Good Old Days, şarkılarını seslendirdi.
Sıra Just Give Me A Reason’e gelince dev ekranda Fun grubunun solisti Nate Ruess belirlendi ve şarkıyı düet yaparak seslendirdiler.
Şovlar, mesajlar, gösteriler tek kelimeyle muhteşemdi.
3’üncü saate yaklaşırken konserin sonuna doğru geldiğimizde P!nk seyirciyi selamladı ve ayrıldı.
Bu kez kamera arkasında; provalar, P!nk’in minik kızı Willow’un görüntüleri gösterildi.
Seyinci P!nk’in yeniden sahneye çıkması için alkışlıyordu.
Tam o esnada yeniden sahneye geldi ve uçarak salonu bir yandan, diğer yanına tüm seyircilerin bizzat yanına giderek teşekkür etti.
Herkes ağzı açık bir şekilde bu şovu izlerken, “dünya starı”nın kolay olunmadığını da hepimiz anlamış olduk.
P!nk’in Avrupa, Amerika, Kanada ve Avustralya konserleri halen devam ediyor.
Ayrıntılı bilgiye internet sitesinden rahatlıkla ulaşa bilirsiniz.
Eğer gitmek için karar vermekte zorlanıyorsanız, hiç tereddüt etmedin gidin.
İnanın hiç pişman olmazsınız...NOT: Bu yazı DipNot Dergi'de yayınlamıştır...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder