Hani dincisindir, içkiyle aran yoktur, rakı içmek seni bozar filan-fişman! Ya da çok sosyetesindir, illa çok şaşalı bir yere gitmeyi kendine huy edinmişsindir, dostların sana “meyhane” dediğinde tüylerin diken diken olur; “Aman ne der bizim sosyete” gibi sözler sakın söyleme...
Fakir- fukarasındır, paranı biriktir, ne yap, ne et, boş ver, ömründe bir kez de olsa meyhaneye gitmelisin arkadaş…
Meyhanede öğreneceğin adabı muaşeret hayat boyu hep lazım olacaktır.
Gerçekten bu kültürü alan insanlarla oturmak sana neşe katacaktır.
Farz edelim, iyi bir rakı içenle bir akşam oturuyorsun, oi çeceği rakının oranını bilir, söyleyeceği sözü iki kere tartıp ağzından öyle çıkarır.
Oturmasını, kalkmasını bildikten sonra meyhanede olmak keyiflidir.
Ülke orada kurtarılır, hükümetler orada yıkılıp, yeni iktidarlar çıkar.
Türkan Soray’ın güzelliğinden tutunda, Filiz Akın’a kadar her şey konuşulur.
Hatta orada Orhan Pamuk’un romanlarını yarıda bırakma geyiği hiç ama hiç yapılmaz.
Meyhaneye gidenlerin büyük bölümü Sezen Aksu’yu her ne pahasına olursa olsun sever ve dinler!
Kimisi Bülent Ersoy’dan yanadır, büyük bölümü hala “Zeki Müren” der.
Bazıları “Müzeyyen Senar hala yaşıyor mu?” sorusunu sorunca, arkadan bir ses gelir ve “Başbakan’da İsmet İnönü zaten…” diye karşılık verir ve ortalık bir anda kahkahaya boğulur.
*****
Yakup’ta arkadaşlarla kafayı çektik.
Benim İstanbul’da en keyif aldığım meyhaneler; “Refik ve Yakup’tur…”
İkisi de Asmalımecit’te
İkisi de hem ucuz, hem de keyiflidir.
Yakup'u keyifli yapan sadece rakısı değil, oraya gelen müşterileridir aynı zamanda...
O yüzden siz siz olun ve meyhane kültüründen uzak kalmayın
Kesinlikle size zarar vermez faydası olur.
Bu geceme eşlik eden Selim İleri'ye de sonsuz sevgi ve selamlar...
Bir gece hep birlikte "haydi sağlığınıza..." demek üzere...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder