29 Mayıs 2011 Pazar

Bekir Coşkun

İnsanoğlunun günlük yaşamın gürültüsünden, tozundan toprağından, beyazından, siyahından kendini arındıracağı yerler vardır.
Benim böylesine huzur bulduğum yer Cunda Adası’dır.
Cunda Adası yaz aylarında inanılmaz kalabalık olur!
Ama Mayıs ve Eylül  muhteşem güzeldir.
Eylül’de denizi sıcacıktır.
Balığı boldur.
Esen rüzgarla Ege’nin o güzel sessizliğini hissedersin.
Cunda’nın meşhur Taş Kahvesi’nde oturup sakızlı Türk Kahvesi’ni yudumlarken, kendinden geçersin.
Denizinin berraklığı, Papalina balığının lezzeti, kabak çiçeği dolması ve lokma tatlısıyla Cunda Adası, güzel ülkemde Ege kültürünün yaşandığı ender yörelerdendir.

*****

Geçen yıl yine bir Cunda günündeydi.
Her zaman gittiğim Nergis Hanım’ın sahibi olduğu Erol Otel’de kalıyorum.
Nergis Hanım’ın oteli çok güzel ve şirin bir yer.
Buralardan epey giden insan var.
Ünlülerinde uğrak yeri…
Hem ucuz, hem de konforlu.
Sabah uyandığımda lezzeti hala unutamadığım kahvaltıyı yaptım ve kendimi çarşaf kadar düzgün denize bıraktım.
Sıcacık suda kendime huzur ararken bir teknenin dibine gelip dinlenmeye başladım.
Derken tekneden bir ses geldi ve “Saatlerdir seni izliyorum. Çok güzel yüzüyorsun. Maşallah…” diyen bir ses…
Ardından teknenin ucundan kafasını uzattı ve o kişi Bekir Coşkun’du.

****

Bekir Coşkun ile sık-sık telefonlaşırdık.
Ancak birbirimizi ilk kez Cunda Adası’nda denizin tam ortasında gördük.
Derken ben denizde, Bekir Coşkun teknenin içinde sohbete koyulduk.
Daha sonra sohbet teknede devam etti.
Ülke meselesi…
Emin Çölaşan…
Hürriyet ve köşe yazılarından söz ettik.
Bana göre Bekir Coşkun, önemli bir yazar olmanın yanı sıra çok iyi bir insan ve adam.
Eşi ve “PAKO” adını verdiği teknesiyle Cunda Adası’nda çok keyifli bir yaşamı var.
Hani Haber Türk’ün reklamlarında gördüğünüz o iskele var ya…
İşte o iskeleden minik botuna binip “PAKO” ya gidiyor ve günün büyük bölümünü teknesiyle geçiriyor.
Sade ve huzurlu yaşamıyla yazılarını yazıyor.
Bekir Coşkun’un Hürriyet’ten ayrılması hepimizde derin bir üzüntü yarattığını tartışmaya gerek bile yok.
Ama bir gazeteci için yazmak çok önemli ve Bekir Coşkun’da bunun farkında.
Özgürce yaza bilmenin, okuruna mahcup olmamanın mücadelesinde.
Şimdi bir ayrımın kenarındayım.
Yıllardır okumaktan keyif aldığım gazetem mi?
Yoksa her gün okurken huzur bulduğum yazarım mı?
Çünkü Bekir Coşkun artık Haber Türk Gazetesi’nde yazacak.
Zor bir karar ama bir tercih yapmak gerekiyor.
Bekir Coşkun mu?
Hürriyet Gazetesi mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder