29 Mayıs 2011 Pazar

Gazeteciliğin ve orospuluğun onurunu kurtarmak lazım!

Yazar Hulki Aktunç, “Küfür kalın kafalılığın, argo ince zekanın ürünüdür…” diyor.
Kesinlikle çok önemli bir tespit.
Çünkü günlük hayatımızda, küfür ile argonun farklılığını anlayamayan bir çok insan var.
Türk Dil Kurumu’nun Türkçe sözlüğünden faydalandığımızda; Küfür için; “ Sövme, sövmek için söylenen söz, sövgü” açıklaması yer alırken, ‘Argo’ için ise; “Kullanılan ortak dilden ayrı olarak aynı meslek veya topluluktaki insanların kullandığı özel dil veya söz dağarcığı, jargon” deniyor.
O yüzden bu yazının başlığına bakıp “Neden böyle küfürlü bir yazı yazmış?” demeyin.
Böyle düşünmek komik olur!
Çünkü “Orospu” küfür değil, özlük anlamı olan “Argo” kelimedir.
Nedir “Orospu”
“1. Hayat kadını. 2. mec. Kolay elde edilen, düşük ahlaklı kadın
Yani daha açık yazmak gerekirse; “a. Para karşılığında erkeklerin cinsel zevklerine hizmet eden ve bu işi meslek edinen kadın, fahişe, orospu, orta malı,sürtük, kaldırım süpürgesi, kaldırım yosması.”

*****

Eğer “Orospuluk” bir meslekse, bu mesleğinde bir onuru, kanunu, icra edenlerin uyması gereken toplumsal kuralı vardır.
Hatta yemini…!
Kaldı ki, bu mesleği icra eden kadınlar her zaman harbi, samimi, yürekli ve cesur olmuşlardır.
Bazıları zevki için bu mesleği terci ederken, bazıları da kader rüzgarına kapılarak kendini bu işin içinde bulmuştur.
Ama birde orospu geçinenler var.
İşte onlar çok tehlikelidir.
Kural, mural tanımazlar.
Boyları kadar çocukları olmasını bile umursamazlar.

*****

Son yıllarda bizim mesleğimizde yani gazetecilikte feci şekilde orospu geçinenler türedi.
Türeyen bu tipler bana göre gazeteci değil, sadece gazeteci geçinen zavallılardır.
Bu zavallılar yaptıklarını unutmak mümkün mü?
Onlar ki, kendisine ekmek veren bir medya patronu hakkında atıp tuttular, boyundan büyük işlere kalkışıp düşman bellediler.
Kendilerine göre okunmayan gazetelerinde yazılar yazdılar, iftiralar attılar.
Yedikleri kaba ettiler…
Onlar ki, medya kurumları kurdular, daha sonra hırsları yüzünden sürdüremediler.
Borç batağı içinde yok oldular.
Bu meslek içinde aynen çocukların oynadığı topaç gibi fır bir sağa, fır sola döndüler.
Çeşitli gazetelere gidip, huzur bozdular, insanları işinden edip ah aldılar.
Ve şimdi sürünüyorlar…
****

Gazetecilik körün, topalın, arsızın, namuzsuzun, vefasızın yapacağı iş değildir.
Bu mesleğin bir onuru ve gururu vardır.
Ayaklar altına almak doğru değildir.
Toplum onları siler atar.
Onlarda ortalık malı gibi, bir gün o kurumda, bir gün bu kurumda, kucaktan kucağa gezer, her kalktıkları kucaktan sonra kirlenen bedenlerini peçeteyle silip temizler, hiçbir şey yokmuş gibi günlük yaşamlarına devam ederler.
Kendinden büyük duayen gazetecilere saygı göstermez, odalarını işgal edip ahtı vefanın içine ederler…
Peki bu tipler yarın doğurdukları çocuklarının yüzüne nasıl bakacaklar?
Ama suç onlarda değil, bu tiplere kucak açanlardadır.
Karaköy’de onlara “Pezevenk” derler.
Sözlükteki anlamı ise; “Dümbük, kavat, godoştur”
Bu godoşlar, hırsız, dolandırıcı, ahlaksızdırlar.
Körden, topaldan medet uman, ölü soyucudurlar.
Tescilli dolandırıcı, ar damarı çatlamış, utanmadan gazete köşelerinde insanlara “ahlak” dersi veren deyyuzdurlar.*
Biz onların varlığını biliriz, ama yok sayar güler geçeriz.

****
Sevgili okurlarım,
Uzun zamandır yoğunluktan yazı yazamıyordum.
Ancak son dönemde gazeteliğin böylesine kötüye gittiğini görünce ve duyunca dayanamadım bu yazıyı kaleme aldım.
Lütfen bunu 18 yaşından küçüklere okutmayın.
“Hayır… hayır…”
Yazıda argoların çok olmasından dolayı değil, sadece gazetecilik mesleğinin böylesine kirlendiğini bilmemeleri için…
Vefasızlığın, ahlaksızlığın, saygısızlığın, kol gezdiği bu mesleği yanlış tanımamaları için.
Gün gelecek onlarda yok olup gidecek.
Ve 18 yaşından küçükler daha güzel yazılarla bu mesleği öğrenecekler.
(*Deyyuz “İffetsize göz yuman”)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder