29 Mayıs 2011 Pazar

Cindoruk'a sordum; "DP alternatif olabilir mi?"

Yazımın başlığındaki soruyu Demokrat Parti’nin yeni genel başkanı Hüsamettin Cindoruk’u telefonla arayarak sordum!
Hüsamettin Cindoruk, çok değerli bir hukukçu ve düşünürdür.
Geçtiğimiz yıl siyaset-miyaset yokken, İstanbul'da ziyaretine gitmiştim.
Hem eşi, hem de kendisi çok zarif ve iyi insanlar.
Demokrat Parti’nin başına geçmiş olmasından da inanın çok mutlu oldum!

*****

Geçen yıl yaptığımız sohbetlerde siyasi hırsı olmadığını, sadece gençlere yol açmak için bazı girişimlerin olacağının mesajını almıştım.
Kaldı ki o misyonla yeniden DP’nin başına geçmesini canı gönülden destekleyenler arasındayım.
Peki DP, AKP’nin böylesine hızlı rüzgarı karşısında başarılı olabilir mi?
İşte hepimizin kafasındaki soru bu!
Cindoruk ile yaptığımız sohbetti sizi aktarmadan önce kendi düşüncelerimi paylaşmak istiyorum…

*****

Son yerel seçimlerde bazı çevreler AKP’nin oy oranında ciddi mana da düşüş olduğunu iddia ediyorlar ve Baykal ağzıyla konuşup;  “AKP çökecek” gibi çok gereksiz ve içi boş düşüncelere kapılıyorlar.
Fakat ben öyle düşünmüyorum.
Yerel seçimlerde AKP’nin oy oranı düşmüş olabilir ama bir çok kentte seçim kazandığı gerçeğini unutmamak gerekir.
Seçim kaybettiği kentlerdeki nedenleri de hepimiz az-çok tahmin edebiliyoruz.
Özellikle Ergenekon Operasyonu ile birlikte hem solda, hem de sağda ciddi bir hareketlilik başladı.
Bu hareketin öncülüğünü ise 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel üstlendi ve Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Haberal’ı uğurlaması bunu çok net ortaya koydu.
Bununla birlikte DP’de yeni bir süreci girildi ve Hüsamettin Cindoruk ortaya çıktı.
Fakat Cindoruk, dikensiz gül bahçesinden geçerek genel başkan olmadı.
Yine kısır çekişme ve tatsız rekabetin olduğu bur kongreden zaferle çıktı.
Bu şunu gösteriyor ki, DP’de birlik ve bütünlüğün sağlanması çok zor!
1-    Tansu Çiller faktörü
2-    DP’nin tabanının büyük kısmının AKP’ye kaymış olması
3-    Merkez sağda bütünlüğü sağlayacak partilerin olmayışı

Tabi bir de madalyonun ikinci yüzü var. Yani DP’nin başarılı olması için önemli faktörler;
1-    Süleyman Demirel’in aktif siyasetin içinde olması…
2-    Ergenekon operasyonlarıyla Türkiye’de yeni bir sürecin başlaması!
3-    DP’de genç ve dinamik bir kadronun oluşturma çalışmasının yapılması…

Yani durum şunu gösteriyor ki DP bir hareketliliğin içinde.
Fakat bunu başarıya çevirmek nasıl olur işte bunu kestirmek zor!
Çünkü AKP ve Tayyip Erdoğan müthiş bir güç!
DP bu gücün önüne set olabilecek mi?
İşte bu soruyu Hüsamettin Cindoruk ile yaptığım telefon konuşmasında sordum;

İŞTE O SOHBET;

Volkan YÜKSEL- DP’de sizinle yeni bir dönem başladı. Bu dönem AKP’ye giden oylarınızın geri gelmesinde etkin olacak mı?

Hüsamettin CİNDORUK-  Toplumun büyük bir bölümünün iktidar partisi ile ilgili korkuları var.
Bu iktidar siyaseti din eksenli yaptığı için bizi, halkı da sıkıntıya sokuyor.
Din eksenli siyaset hangi devlette yapılabilir; 'devletin dini İslam' deniyorsa o devletlerde din eksenli siyaset yapılır.
Ama bugün Vatikan'ın bulunduğu İtalya'da bile din eksenli siyaset yok.
Bugün, her şeyi dine dayandıran, her şeyi din ölçütlerinde düşünün bir Başbakan ve siyasi kadro Türkiye'yi idare ediyor. Bu sıkıntı verici bir şey!
Bu sadece benim tespitim değil. Anayasa Mahkemesi de verdiği kararla AKP'nin dini siyasete alet ettiğini söylüyor.
AKP iktidarını ekonomik kriz ve işsizlik götürür.
İnsanların işsiz kalmasına çok fazla üzülüyorum.
Hükümet krize karşı tedbir almakta gecikti.
Bir Başbakan işsizlikle alay eder mi? İşsizlik rakamlarına bakmıyor "Bu kriz bizi teğet geçer" diyor.
Tüm bunları alt altı topladığınız zaman DP’nin toparlama süreci AKP’yi sıkıntıya sokacağı gün gibi ortada.

Volkan YÜKSEL- Peki ya Süleyman Demirel'in siyasete geri dönüşü?

Hüsamettin CİNDORUK- Sayın Süleyman Demirel , uzun bir aradan sonra ilk kez sahaya indi.
Bizlerle bir konuşma yaptı ve görüşlerini aktardı.
Türkiye'nin içerisinde bulunduğu tabloyu çizdi; 'bu partiye ihtiyaç var' dedi.
Bu partiyi açıkça destekledi.
Ben bunu çok önemsiyorum.
Yıllardır gündelik siyasetin dışındaydı Demirel.
Bizim yaptığımız işin, Türkiye'yi içerisinde bulunduğu karanlık tablodan çıkarmak için gerekli olduğunu söyledi.
Kendisine yaptığımız ziyarette yaptığı açıklama zaten siyasete geri dönüşünü gösteren bir açıklamaydı.

Volkan YÜKSEL- Siz epey yoğunsunuz. O yüzden fazla tutmak istemiyorum. Ama merak ettiğim bir diğer konu ise Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül’ün yargılanmasıyla ilgili. Siz bir hukukçu olarak bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Hüsamettin CİNDORUK- Abdullah Gül'ün yargılanamayacağın söylüyorum.
Devletin başını neredeyse falakaya yatıracaklar.
Bunları da Abdullah Gül'ü savunmak için değil, hukuku korumak için söylüyorum. Cumhurbaşkanı'nın yargılanması mümkün değil.


CİNDORUK KİMDİR?
1933 yılında İzmir'de doğan Cindoruk, Ankara'da Çankaya İlkokulunu, Atatürk Lisesini ve 1954'te Ankara Hukuk Fakültesini bitirdi.1955 yılından itibaren avukatlık yapan Cindoruk, Demokrat Parti, Adalet Partisi, Demokratik Parti, Büyük Türkiye Partisi ve Doğru Yol Partisi'nde il başkanlığı, kuruculuk ve Genel İdare Kurulu üyeliği görevlerinde bulundu.Cindoruk, 14 Mayıs 1985 tarihinde Büyük Kongre'de Doğru Yol Partisi (DYP) Genel Başkanlığına seçildi. Genel Başkanlığı siyasi yasağı biten Süleyman Demirel'e bırakan Cindoruk, 1991'de TBMM başkanı seçildi ve iki yıl bu görevi sürdürdü. Daha sonra DYP'den ayrılıp Demokrat Türkiye Partisi'ni kurdu. Partisi, Mesut Yılmaz başbakanlığındaki 55. hükümette koalisyon ortağı oldu.18 Nisan 1999 tarihinde yapılan genel seçimde Meclis dışında kaldı ve DTP Genel Başkanlığı görevinden istifa etti. İngilizce bilen Cindoruk evli ve 3 çocuk babası.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder