Gündemimde bir Yunan Adası’na gitmek, gezmek ve Ege’nin karşı kıyısındaki kültürü görmek vardı. Daha önce gittiğim Rodos’un, Bodrum ya da Marmaris’ten her hangi bir farkı olmadığını göz önünde tutup, Thasos Adası’na gitmeye karar verdim.
Bu kararımı destekleyen arkadaşlarımla birlikte İstanbul’dan özel arabamla Yunanistan’a doğru yol olmaya başladım.
İpsala sınır kapısından geçip, Yunanistan’ın o muhteşem otobanından, Kavala’ya 50 km. kala yer alan sahil kasabası Keramoti’ye ulaştım.
Çünkü Thasos’a en yakın giden feribotlar Keramoti’den kalkıyor.
Keramoti’ye ulaşıp feribota bindiğim zaman Ege’nin mas mavi suları ve gemiyi takip eden martıların sesi ruhumu dinlendirdiğinin farkına vardım.
Yolculuk boyunca arabada dinlediğim Haris Alexiou’nun da bu dinginliğe katkısı olduğunu düşünmeden edemeyeceğim :)
İstanbul’dan kara yoluyla toplamda 5 saatte Thasos Adası’na ulaştığımda sudan çıkmış balık misali ne yapacağımı bilmeden şehir merkezinde turladım.
Yunanistan ana karasının 20 km. güneyinde ve Kavala’nın yaklaşık 7 km. doğusunda bulunan adanın, ana yoluna geldiğimde, ya sağa ya da sola dönmekten başka çare olmadığını düşünüp, araba içinde bir oylama yapmaya karar verdim ve oy birliği ile sağa dönme konusundaki karara uydum.
Böylece Thasos Adası’na ayak bastıktan bir kaç dakika sonra bir uçtan-bir uca gezmeye başlamış olduk.
ŞARAP, BAL ve ZEYTİN
Eğer siz ada gezisini daha sonra yapmak istiyorsanız, hemen sola dönüp, MAKRİAMOS köyüne ulaşabilirsiniz.
Fındık, bal ve geleneksel olarak konserve yapılan meyveleriyle ünlüdür.
Merkeze en yakın tatil beldesi: “Makriamos”tur.
Ayrıca: güzel “Krissi Amoudia” ve “Skala Potamias” kumsallarında, oteller ve tavernalar sıralanmıştır.
Az önce dediğim ana yolun sağından dönerseniz her halde iki saatte filan giderseniz, solundan dönerseniz de 20 dakika da Skala Potamias’a ulaşır, Golden Beach’de harika bir tatil yapabilirsiniz.
Ama mutlaka ve mutlaka ada etrafında tur atmalısınız.
Dağ eteklerinden geçen yoldan denizi izlemek, ıssız koyları görmek, muhteşem haz veriyor.
Hatta zaman-zaman arabanızı kenara çekip denize bile girebilirsiniz.
Thasos, antik çağlarda önemli bir merkez olduğunu, ada içinde var olan tarihi kalıntılardan anlamanız mümkün.
Tatlı beyaz şarabı ile ünlü yapan Thasos, günümüzde Maldivleri andıran plajlarıyla ön plana çıkıyor.
Ada da yaşayanlarla yaptığımız sohbette ön plana çıkan geçem kaynaklarının tarımsal üretimi: bal ve zeytinyağı ile şarap olarak gösteriliyor. Ekonomik faaliyetlerde, turizmde önemli yer tuttuğunu söylemeye gerek bile yok.
Ada, 380 km. karelik bir yüzölçüme sahip. Neredeyse daire şeklinde. Yaklaşık 15.000 kişilik sürekli yaşayan insan var.
THASSOS MERKEZİ LEZZETLİ VE EĞLENCELİ
Nüfus: 3130 kişidir. Ana merkez: Thasos kasabası ya da Limin, bir ortaçağ kalesi ve klasik Yunan yerleşim alanında kurulan modern bir limandır. Liman: adanın idari ve ticari merkezidir. Oteller, lokantalar, turistik ve diğer her türlü yapı, bankalar, gümrük ve polis burada bulunuyor. Limanda, turistlerin ihtiyacı olabilecek her türlü şey satılmaktadır.
Buradaki çarşılarda gezip alışveriş yapabilirsiniz.
Ara sokaklarda yer alan meyhane ya da tavernalarda eğlenmek ise büyük keyif veriyor.
Patlıcan ve patatesten yapılan kıymalı musakka yemeğini tatmamına imkan yok çünkü her yerde bu yemekle karşılaşmanız mümkündür.
Deniz ürünlerinin tazeliği ise yediğinizdeki lezzetten anlaşılmaktadır.
Alanda, büyük bölgeler kazılmış durumdadır ve “Arkeoloji Müzesi”nde, bu alanda çıkarılan buluntuların geniş bir koleksiyonunu görebilirsiniz. Antik pazara yakın girişte bulunuyor.
Burada keşfedilen sayısız bina da bulunmaktadır. Binaların arasında, kayalık bir çıkıntının üzerine inşa edilmiş “Pan Mabedi” ve dik bir merdivenle ulaşılan “Parmenon Kapısı” da göz alıcıdır.
Thasos’un dağlık arazisi, Limin’in ötesinde, çam ormanlarıyla kaplıdır. Turizm, her yere yayılmıştır. Ama, adanın doğal çekiciliği; kendisinden bir şey kaybettirmemiştir. Osmanlı’nın izleri de halen ada da hakimiyetini korumaktadır.
YORGİS’İN MEYHANESİ
Thasos Adası’nda yaklaşık bir haftaya yakın kaldım.
İki otel değiştirdim ve adanın her köyünü neredeyse tek-tek gezdim ya da arabayla geçtim.
Elbette hepsinin kendine özgü güzelliği ve farklılığı var.
Ancak Skala Potamias’ın sakinliği, denizinin temizliği, insanlarının neşesini size özel olarak anlatmadan geçemeyeceğim.
Burada fiyatlar oldukça ucuz.
Golden Beach’de Yorgis’in meyhanesinde birbirinden lezzetli yemekler yedim.
Eşi Eva ile birlikte yemekleri kendi yapan Yorgis, hem lezzetli, hem de çok ucuz yemekleri tatmamıza vesile oldu.
Balığı, musakkası, tatlıları, hepsi çok iyiydi.
Üstelik ödediğimiz hesaplar ise komik rakamlardı.
Kaldığımız otel ve apartlar da oldukça ucuz, temiz ve konforlu olduğunu sizlere anlatmadan geçemeyeceğim.
Thasos Adası bana göre Cunda Adası’nı andırıyor.
Cunda’daki fiyatlarla kıyaslarsak Thasos’da çok ucuz tatil yapmak mümkün.
Ege’nin hangi yakasında olursanız olun içiniz huzurla doluyor.
Thasos’a gittiğinizde de kendinizi ülkenizde, kendi topraklarınızda , evenizde hissediyorsunuz.
ALIŞVERİŞ ÖNERİLERİ
Thasos’da alışverişi merkez de ki köylülerden ya da alışveriş marketlerinden almanızı tavisiye ediyorum.
Çok fazla seçenek ve öneri bulmanız mümkün olabiliyor.
Zeytinyağı, şarap, Uzo, peynir, zeytin gibi ürünler almanızı tavsiye ediyorum.
****
KAVALA’YA GİDİŞ
Thasos’daki tatilimizin sonuna geldiğinde yine Keramoti’ye geri döndük.
Buraya kadar gelmişken, Kavala’ya gitmemek olmazdı.
Yaklaşık 50 km. ötede yer alan Kavala’ya doğru yol aldığımızda yine Türkiye’yi andıran yollardan sanki İzmir’e gelmişçesine hissedip Kavala’ya ulaştık.
Tarihi kaleye çıktığımızda şehir ayaklarımızın altındaydı.
Neredeyse 50 derceye varan sıcaklıkta hem geziyor, hemde her yerimizden akan terleri silmeye çalışıyorduk.
Tabi silemediğimiz yerler de olmadı değil :)
Kavala kurabiyesinen yapıldığı en güzel mekanı bulup, dostlarımıza götürmek üzere paket-paket kurabiye aldık.
Artık İstanbul’a dönme vakti gelmişti.
Aklımız Thasos’ta kaldı ama işler de bizi bekliyordu.
Twitter/volkanyuksell
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder